Trey Ogden: Dövüşün Bedelini Ödemek!

Trey Ogden, dövüş dünyasını birçok meslektaşından farklı bir şekilde görüyor. Bu yaklaşım, ona Marathon MMA’nın baş antrenörü olarak itibar kazandırdı, 17 profesyonel galibiyet ve UFC’de iki zafer elde etmesine yardımcı oldu. Ancak bu bakış açısı herkes için uygun değil. Özellikle bir Cumartesi gecesi Oktagon’da mücadele etmeden önce kilo verme sürecine bakış açısı farklıdır. Trey Ogden kimdir? Sorusunun daha detaylı yanıtı için buraya tıklayınız.
Kilo Vermenin Zorlukları ve Anlamı
Ogden, Loik Radzhabov ile yapacağı maç için 156 pound hedefini tutturduğunda şunları söyledi: “Acıyı aşmanın güzel bir yanı var.” Kilo verme sürecini savaş alanına yürüyüş olarak gören Ogden, şöyle devam etti: “Roma askerlerini ve ortaçağ tarzı askerleri düşünüyorum. Sadece taze bir şekilde savaşmadılar. Bu adamlar şehre ulaşmak için 60 mil yürümek zorunda kaldılar ve diğer adamlara ulaşmak için bir tepeye tırmanmak zorundaydılar ve sonra kılıçlarla savaştılar. Sınırlı yiyecek, sınırlı ilaç ve su ile çalışıyorlardı ve tüm bu unsurların içindeydiler. Ve her zaman şunu düşündüm, bu askerlerin sahip olması gereken dayanıklılık ne kadar inanılmaz; savaş alanına taze olarak gelmiyorlar. Neredeyse vahşiler. Ve her zaman kilo verme sürecini savaş alanına yürüyüş olarak görüyorum. Savaş alanına ulaşmanın bedeli bu.”

Savaş Alanına Yaklaşmak
Ogden bedelini ödedi ve savaş alanına, yani Las Vegas’taki UFC APEX’e yaklaşıyor. Çoğu insan Oktagon’u bu şekilde görmez, ancak insanlar milyonlarca farklı nedenle dövüşür ve bunu yapmak için zihinlerini belirli bir yere getirmeleri gerekir. Ogden, işin her yönünü ciddiyetle ve entelektüel olarak ele alır, hatta herkesin gitmeyeceği yerlere gitme isteği neredeyse ilkel olsa bile.
Maraton ve Sınırları Zorlama
Ogden ile mesafeli koşular hakkında konuşmaya başladığımızda, bir kez Des Moines Maratonu’nu koştuğunu ve bitiş çizgisine ulaşmak için bazı karanlık yerlere gitmek zorunda kaldığını açıkladı. “18. milde bir duvara çarptım ve hala sekiz milim olduğunu fark ettim” dedi. “Ve dedim ki, ‘Aman Tanrım.’ (Gülüşmeler) Bitirdim ama koşmayı bıraktım. Yarışı bitirdim, ama kalbimde 20. milde koşucu olmayı bıraktım. Dedim ki, bunu bitireceğim ve tamam.”
Bitirdi. Ona ilk maraton koşucusu Pheidippides’in hikayesini bilip bilmediğini sordum. M.Ö. 490’da, Atinalı, Persler üzerindeki zafer mesajını iletmek için Marathon’dan Atina’ya koşmakla görevlendirildi. 25 mil koştu, mesajını iletti ve sonra öldü. Ogden bu hikayeyi duyduğunda, “Ne vahşi,” dedi. “Kendini sınırına kadar zorladı.”

Trey Ogden ve Dövüş Sanatlarının Zihinsel Yönü
Trey Ogden’in dövüşe olan yaklaşımı, sadece fiziksel hazırlıkla sınırlı değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal hazırlığı da içeriyor. Onun için dövüş, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda zihinsel bir dayanıklılık testi. Bu nedenle, her kilo verme süreci, her antrenman seansı ve her dövüş, onun için bir tür savaş alanına yürüyüş.
Sonuç
Trey Ogden’in dövüşe ve hazırlığa olan bakış açısı, onun benzersizliğini ve başarısını ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, ona sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olma avantajı sağlıyor. Ogden’in hikayesi, dövüş sporlarına ilgi duyan herkes için ilham verici olabilir ve onun azmi ve kararlılığı, birçok kişiye ilham verebilir.